//-->
ANASAYFA ŞİİRLER HİKAYELER RESİMLER EĞLENCE DİNİ BÖLÜM FIKRALAR GİZLİ İLİMLER ATATÜRK  HTML KOD MESAJLAR ROMAN BURÇLAR MP3 DİNLE E-KART KİM KİMDİR İLETİŞİM Z.DEFTERİ

DARVİNİZMİN SAHTE PEYGAMBERİ


Sık sık üzerime soğuk bir ürperti geliyor ve kendi kendime bütün hayatımı bir fanteziye adayıp adamadığımı soruyorum.”
(Charles Darwin)

Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888,s. 25

Bir insanın Darwinizm dinini tanıması için ilk önce o güne kadar edindiği bazı önyargıları ve önkabulleri terk etmesi gerekir. Çünkü o güne kadar öğrendikleri, büyük olasılıkla bu dinin gerçek yönlerini ve hedeflerini ortaya koymamakta, sadece insanları etki altına almayı hedefleyen telkinlerin izlerini taşımaktadır. Bugüne kadar insanlara yoğun olarak verilen bu telkine göre Darwinizm, dünyanın "en saygın" bilim adamlarından biri olan Charles Darwin'in ortaya koyduğu ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Oysa bu telkin tamamen bir safsatadan ibarettir. Çünkü bilim,Evrim Yanılgısı bölümünde de özetle göreceğiniz gibi Darwinizm'in tüm temel iddialarını birer birer geçersiz kılmıştır. (Evrim teorisinin bilim karşısındaki çöküşünün detaylarını görmek için Evrim Aldatmacası ve Hayatın Gerçek Kökeni isimli kitaplarımıza başvurabilirsiniz.) Evrim teorisi, hiçbir bilimsel temeli kalmadığı için de, sadece propaganda yöntemlerine dayanmaktadır. Bu propaganda ile, gerçekte eski pagan kültürlerden gelen batıl bir inanış olan evrim düşüncesi, çağımız insanına bilimsel bir gerçek gibi empoze edilmektedir.

Bu nedenle de Darwinizm'i her yönüyle tanımak için öncelikle bu propagandanın etkisinden kurtulup gerçekleri olduğu gibi görebilmek gerekir.


DARWINİZM DİNİNİN KURUCUSU: CHARLES DARWİN


Charles Darwin

Günümüzde evrim teorisi dendiğinde insanların aklına ilk olarak Charles Darwin gelmektedir. Çünkü her ne kadar canlıların evrimleştiği inancı pek çok eski pagan dinin temelinde olsa bile, evrim kuramını bugünkü haline getiren kişi Darwin'dir. İnsanların Darwinizm dinini tanırken sıyrılmaları gereken önyargılardan en önemlisi de hiç şüphesiz Charles Darwin hakkında 150 yıldır oluşturulan asılsız propagandadır. Çünkü Darwin insanlara yıllardır üstün zekalı, son derece başarılı ve efsanevi bir bilim adamı, objektif bir araştırmacı olarak tanıtılmaktadır. Hatta evrimci çevrelerce "en büyük bilim adamı", "yüzyılın dehası"… gibi sıfatlarla anılması da bu köklü propagandanın bir türevidir. Oysa Darwin'in hayatı ve görüşleri gözönünde bulundurulduğunda, gerçeğin hiç de bu şekilde olmadığı açıkça görülecektir.

Önceki bölümlerde de vurguladığımız gibi Darwinizm dininin kökenleri Darwin'den çok daha eskilere dayanmaktadır. Darwin ise, kökü eski uygarlıklara dayanan, 17. ve 18. yüzyılda farklı bilim adamları tarafından revize edilen evrim anlayışını yeni bir teoriymiş gibi bilim dünyasına sokmuştur. Bu dinin genel öğretilerinin "tebliğ"ini de ilk olarak kendisi yapmış; yakın çevresine, önemli bilim adamlarına gerek konuşmalarında, gerek yazdığı kitaplarda ve kişisel mektuplarında ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Onun tamamlayamadığı, eksik bıraktığı yerleri de taraftarları ve ondan sonraki takipçileri şekillendirip, anlatmaya devam etmişlerdir.

Darwin herkesin düşündüğü gibi ne değerli bir araştırmacı, ne önemli bir bilim adamı, ne de doğanın sırlarını çözen "türlerin efendisi"dir. Pagan evrim dininin kurucusu olan Darwin sadece, protestan bir eğitim almış, tıp eğitimini ise tamamlayamamış, nedeni belli olmayan pek çok hastalıkla boğuşan, konuşmaktan ve tartışmaktan çekinen, kafası çelişkilerle dolu, düzgün mantıklar kurmakta zorlanan, insanlardan kaçan, çalkantılı bir ruh dünyasına sahip amatör bir araştırmacıdır. Yaratılışı inkar etmesine rağmen vicdanının sesini uzun süre bastıramamış, ancak küçük kızının ölümünden sonra duygusal bir tepki göstererek Allah'a ve dine karşı isyankar bir ruh haline girmiş, ortaya attığı ve sonradan "atezmin temeli" sayılacak teorisini bu sağlıksız ruh hali içinde geliştirmiştir.

Darwin'in adeta kutsal bir kitap gibi değer gören Türlerin Kökeni isimli kitabı da çok sayıda açmaz ve çelişkiyle dolu, birbirinden kopuk bilgilerin sıralandığı, sadece varsayımlara ve tahminlere dayanan bir mantık kurgulamasından öteye gidememektedir. Darwin dahi kendi kitabını bilimsel bir çalışmadan ziyade "uzun bir argüman" olarak tanımlamaktadır. (Bu uzun argüman, sonraki onyıllarda ortaya çıkan bilimsel gelişmeler tarafından da çürütülmüştür.)

Bunun yanında Darwin gerek kitaplarında gerekse arkadaşlarıyla yaptığı yazışmalarında teorisinin zayıflıklarını, tutarsızlıklarını, çelişkilerini ve açmazlarını itiraf etmiş, teorisi hakkında çok ciddi şüpheleri olduğunu, hatta bunları düşünmekten "intihar edecek seviyeye geldiği"ni bir arkadaşına yazdığı mektubunda itiraf etmiştir:

Bana kitabımı soruyorsun ve sana söyleyebileceğim tek şey intihar etmeye hazır olduğum; kitabın çok makul bir şekilde kaleme alındığını düşünüyordum, fakat şimdi tekrar yazılması gerektiğini anladım.27

Hatta bir başka mektubunda içinde bulunduğu durumu "Görüşlerimin, sayısız miktarda zorluklarla dolu olduğunu göremeyecek kadar kör olduğumu sanma..."28 şeklinde açıklamaktadır. Özellikle de arkadaşı Charles Lyell'a yazdığı mektuplarında teorisinden duyduğu kuşkularını çok açık bir şekilde dile getirmektedir:


Charles Lyell

Çeşitli konularla ilgilenen pek çok insanın yıllardır bir illüzyon içinde olduğunu düşünerek oldukça seviniyorum. Sık sık üzerime soğuk bir ürperti geliyor ve kendi kendime bütün hayatımı bir fanteziye adayıp adamadığımı soruyorum... 29

Ayrıca Darwin, ortaya attığı teorinin yanlışlığını ve temelsizliğini de fark etmiş ve şöyle yazmıştır:

Okur yapıtımın (Türlerin Kökeni) bu bölümüne varmadan önce bir yığın güçlükle karşılaşmış olacaktır. Bunların bazıları bugüne dek üzerlerinde belirli bir ölçüde duraksamadan düşünemediğim kadar çetindir.30


Asa Gray

Yakın dostu Asa Gray'a yazdığı bir mektupta ise "Oldukça iyi biliyorum ki spekülasyonlarım meşru bilimin sınırlarının oldukça ilerisine uzanmıştır" diyerek teorisini bilim dışı bir spekülasyon olarak değerlendirmiştir.

Charles Darwin'in içinde bulunduğu çelişkili ruh hali ve sağlıksız mantık yapısı sonraki bazı bilim adamlarının da dikkatini çekmiştir. Çünkü tüm dünyaya mutlak bir gerçek olarak sunulan bir teorinin kurucusunun kafasının çelişkiler ve derin kuşkularla dolu olması, teorinin üzerine kurulduğu temeller hakkında da çok ciddi şüpheler doğurmaktadır. Amerikalı fizikçi Lipson, Darwin'in bu korkuları hakkında şu yorumu yapar:

Türlerin Kökeni'ni ilk okuduğumda Darwin'in genelde sunulan tablonun aksine, kendisinden pek de emin olmadığını fark etmiştim. "Teorinin Zorlukları" başlıklı bölüm, örneğin, çok belirgin bir güvensizlik yansıtmaktadır. Bir fizikçi olarak, gözün nasıl ortaya çıkmış olabileceği yönündeki yorumları karşısında şaşkınlığa düştüm.31

Peki Darwin kendi deyimiyle "bu fantezi"ye ne zaman gönül vermişti? Darwin çocukluk döneminde uzun bir din eğitimi almıştı. Bu nedenle de eski uygarlıkların inanışları, öğretileri ve dinler tarihi konusunda bilgi sahibiydi. Ama öte yandan, içinde yaşadığı yüzyıldaki pozitivist ve materyalist düşüncelerden de çokça etkilenmişti. Özellikle de dedesi Erasmus Darwin'in din karşıtı düşünceleri Darwin üzerinde çok köklü etkiler oluşturmuştu.

27- Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s.501
28- Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.I, New York:D. Appleton and Company, 1888, s. 395
29- Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s. 25
30- Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, Beşinci Baskı, Ankara 1996, s. 185
31- H. S. Lipson, "A Physicist's View of Darwin's Theory", Evolution Trends in Plants, Cilt 2, No. 1, 1988, s. 6 


http://www.darwinizmdini.com SİTESİNDEN ALINMIŞTIR..

Bugün 44 ziyaretçi (56 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol